Bankalar için günümüzde müşteri kazanmak, sonra da o müşteriyi elde tutabilmek çok önemli. Her geçen gün artan sert rekabet koşulları bunu zorlaştırmaktadır. Bu nedenle bankalar hem müşterilerini bunaltıp elden kaçırmamak hem de gerektiğinde sistemden çıkarmak için Uluslararası Risk Ölçüm ve Yönetim Şirketleri ile çalışırlar.
Bu şirketler özellikle bankaların kredi kartları ve banka kartlarını sahtecilikten korurlar. Birçok yurtdışı ve yurtiçi banka ile çalıştıkları için aynı platform üzerinde milyarlarca kart ve müşteri bilgisine hakimler.
Bütün Risk Sistemleri ve Çözümlerinin temeli veriye dayanır. Sistem, bankaların bütün Bireysel ve Kobi müşterilerinin geçmişe dönük bilgileri paylaşması ile ilerler. Paylaşılan bu bilgilere istinaden ilgili şirketler analizlerini yapar ve sonuçları çıkarırlar. Burada en önemli nokta, bankaların elindeki müşteri bilgilerinin doğru olması gerekliliğidir. Bu nedenle şirketler çalıştıkları bankalara giderek bilgilerin durumunu ve kalitesini yerinde kontrol ederler. Hangi bilgilere ihtiyacı olduklarını belirler ve hatta bilgi kalitesi konusunda bankalara danışmanlık yaparlar.
Sistemin nasıl işlediğini bir örnekle anlatmak gerekirse;Bir Uzakdoğu ülkesinde, bankanın bir müşterisinin kredi kartı ile balıkçılık ile ilgili bir malzeme alındığını kabul edelim. Burada yukarıda bahsettiğim Risk Yönetim Şirketlerinin risk sistemi devreye giriyor. Kredi kartı ile alışveriş yapılan kişinin alışveriş geçmişi, yaşam tarzı ve alışveriş alışkanlıkları ile daha önce bankadan sağlanan bilgileri sistem otomatik olarak tarıyor. Eğer daha önce kartından balıkçılık ile ilgili yapılan bir harcama yok ise ve yakın zamanda kartından uçak bileti alımı gerçekleşmedi ise böyle bir harcamanın çok olağan olmadığına sistem karar veriyor. Sonra da buna benzer birkaç fraud filtresi devreye giriyor ve varsa sahtekarlık önleniyor. Bu konuda çalışan şirketler global olduğu için, birçok bankanın kredi kartlarının kullanıldığı poslar üzerinden yapılan işlemleri skorlayabiliyorlar.
Yukarıdaki örnekten anlaşılacağı gibi, öncelikle banka müşterisinin profili çıkarılıyor. Sonrada kullanılan son sistem ve teknoloji ile müşterinin harcama ve ödeme alışkanlıkları, yaşam tarzları belirleniyor. Örneğin; kendi oturduğu şehirin dışında daha önce hiç işlem yapmamış bir kişinin, Uzakdoğu’da tüm kart limitine yakın bir harcama yapma ihtimali çok düşüktür.
Bankalar genel olarak yukarıda detaylarını açıkladığım sistem akışı ile Uluslararası Risk Yönetim Şirketleri ile çalışırlar. Ancak bu şirketler bankaları zarar etmekten korurken, bütün banka müşterilerin verilerine sahip olurlar. Tabi ki bu müşterilerin en özel bilgileri bankalardan şirketlere maskelenerek yollanır. Kesinlikle şirketler özel bilgilerin kime ait olduğunu bilmezler :)
Bankaların kullandığı bu risk sistemlerinin özel hayatı ihlal edip etmediğinin yorumunu sizlere bırakıyorum. Bu konudaki fikrimi paylaşmayacağım :)
Müşteri noları ve bazı iletişim noları maskelense bile müşterinin spesifik alışkanlıklarından kişinin bilfiil tanınması mümkün olabiliyor.
Bu parmak izine benziyor, hiç telefon, e-mail, isim soyad, doğum tarihi paylaşmayın ama parmak izinizi biliyorsam ve parmak izinizi (yaptığınız sık ödeme işlemlerinden dolayı) çokça gözleyebiliyorsam sizi elimi koymuşçasına bulabilir ve takip edebilirim…
Burada coarsing teknikleri ile davranışsal verinin bir miktar flulaştırılması gerekmekte diye düşünüyorum, lokasyon verilerinin 1000 m^2’lik kutucuklarla sınırlandırılması vb. uygulamalar malesef kanunlarımızda henuz yer almıyor…
Syg.